
Doğada Hayatı İdame - Raci Durak
Bundan yüzyıllarca önce böyle bir yazı yazmaya başlasaydık muhtemelen başlık sadece ‘Hayatı İdame’ olacaktı. Çünkü doğanın bir parçası olduklarını bilen ve sürekli arazide yaşayan atalarımız için bu başlıktaki ‘doğada’ kelimesi gereksiz olacaktı. Bugünki insan ırkı olarak ise bizler doğayı, güzel havalarda bir kaç saatliğine misafireliğe gideceğimz, yiyip içip arkamızda çöplerimizi bırakabileceğimiz bir yer olarak görüyoruz. Bunu yaparken de şehirlerdeki ikametgahlarımıza güvenip DNA’mıza kodlanan gerçek ikametgahımızın doğa olduğunu unutuyoruz. Evet biz ‘’modern insan’’ olarak farketsek de etmesek de hala doğanın bir parçasıyız ve eğer bir gün doğada kalmak zorunda kalırsak bilmemiz gerekenler var.
Bu ilk yazımızda en temel ekipmanlardan ve edinmemiz gereken donanımlardan söz edeceğiz. İnsan ırkı diğer canlı ırkları gibi binlerce yıllık evrim süresince adaptasyonlar geliştirmiştir. Bunun yanında diğer canlılar gibi fiziksel adaptasyondan daha çok beyin gelişimi sağlamış ve kazanımını kümülatif ilerleyen kültürden elde etmiştir. Bu sayede diğer ırkların aksine bugün gerekli ekipmanlar ile dünyanın her yerinde yaşayabiliyoruz. Bu da demek oluyor ki doğada hayatımızı idame şartlarında ihtiyacımız olan bazı ekipanlar var.
Olmazsa Olmaz Bir Ekipman: Bıçak
Bıçak medeniyetler başlatan medeniyetler bitiren bir alet. Gerçi medeniyet bitirme kısmı kılıç formuyla olduğu için konumuzun dışında. Bildiğimiz formdaki ilk bıçak çakmak taşının yontulmasıyla 25 bin yıl önce kullanıldı ve o tarihten bu yana günümüze kadar insan ırkının vazgeçilmezi oldu. Mutfağımızda bıçaksız bir gün geçirdiğinizi hayal ettiğinizde bile eksikliğini hemen farkedeceğiniz bu aletin kullanım alanı doğaya çıktığınızda ise oldukça genişliyor. Temel ekipmanlarımızın ilk sırasında yer alması da tesadüf değil elbette. Doğada çadır ile ateş yakamazsınız ama bıçakla barınak yapabilirsiniz ya da çok sevdiğiniz kahve bardağı ile odun kıramazsınız lakin bıçakla bir bardak yapabilirsiniz. Bir Kurt kadar sert dişleriniz bir ayı kadar sağlam pençeleriniz yoksa bir bıçak en doğada en iyi arkadaşınız olacak. Peki Japon kağıt ustalarının kullandığı Kridashi’den ağaç oymacılığında ün yapmış Finli ormancıların Puukko’larına kadar bir dolu modeli olan bıçağı kendi kullanım alanımızza göre nasıl seçeceğiz.? İlerleyen bölümlerimizde bıçak seçimi ve kullanım şekillerine ayrıntılı olarak değineceğimiz için bu bölümü burada bitiriyoruz. Fakat o zamana kadar doğada iyi bir bıçağın hayatınızı nasıl kurtaracağını görmek isterseniz 2010 yapımı The Way Back filmini, kötü bir bıçağın hayatınızı nasıl karartabileceğeni görmek için yine 2010 yapımı 127 Hours filmini izleminizi tavsiye ederim.
Doğada Ötzi gibi ol! Ateş.
Ötzi’yi bilenleriniz ya da yazının devamında hatırlayanlarınız olacaktır. Bilmeyenler için kısaca 5300 yaşında tam bir doğa insanı diyebiliriz. M.Ö 3300 de doğduğu anlaşılan Ötzi Iceman kırklı yaşlarında Alp Dağlarında hayatını kaybettiğinde -tam olarak Ötztal bölgesi ki ismini buradan alıyor- muhtemelen buzun bedenini mumyalayacağını ve Avusturya İtalya sınırında gezintiye çıkan iki Alman dağcının 1991 yılında kendisini bulup bize hayat dersi vereceğini bilmiyordu.. Ötzi’nin mükemmele yakın korunmuş bedeni ile birlikte sürekli yanında bulundurduğu eşyaları bulundu. Bir balta, ok ve yayı ,otlardan örülmüş bir pelerin, çakmak taşı ve kav mantarı. Bu haliyle sevgili Ötzi’mizin hafta sonu kahve bardağı ile instagrama fotoğraf koymak için ormana giden beyaz yakalı arkadaşımızdan daha uzun süre doğada hayatını idame ettireceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Çakmak taşı, kav mantarı ve daha nice ateş yakma tekniklerine ileride değineceğiz şimdilik doğada hayatı idame konusunda ısınmamızı, kurumamızı, korunmamızı, beslenmemizi daha da önemlisi moralimizi ayakta tutmamızı sağlayacak ateş için iyi bir ateş başlatıcı ekipmanı yanımızda bulundurmamız gerektiğini söylememiz yeterli olacaktır.
Yükte Hafif Pahada Ağır: Bilgi
Takvimler 15 Ocak 1991’i gösterirken Amerikalı Pilot Yarbay Mike ve 10 yaşındaki oğlu Matt kayak yapmak için günübirlik geldikleri Kartalkaya’da tipi nedeniyle kayboldu. Içinde bulundukları psikoloji nedeniyle yanlış bir tercih yapıp kuzeye gitmeleri gerekirken güneye indiler ve 10 gün sürecek kabus başlamış oldu. 500 e yakın arama kurtarma personelinin operasyona katılmasına rağmen olumusz hava koşullarından dolayı günlerce ormanın derinliklerinde kaldılar. Yarbayın bilgisi sayesinde hayatta kalmayı başardılarsa da ateş yakamadıkları ve bıçakları olmadığından barınak yapamadıkları için ne ısınabildiler ne de onlarca kez üzerlerinden geçen helikopterlere işaret verebildiler. Günler sonra oğlunun ‘’baba ölmek nasıl bir şey’’ sorusu karşısında yarbay zor bir karar verdi ve oğlunu orada bırakıp yardım aramaya çıktı. Montunu çıkarıp oğlunu iyice sardı ve ona uzun süre uyumamasını, korkmamasını özellikle ayaklarını ısıtmasını salık verdi. En yakın yayla evine ulaşıp yardım istediğinde oğlu iki gündür yalnızdı ve sonrasında kurtarıldı. Malesef soğuktan bir kaç ayak parmağını kaybeden Matt ve babası Mike’in başından geçen bu olay bilginin en büyük silahımız olduğunu net bir şekilde gösteriyor.
Yarbayın Bilgisiz biri olması halinde hikayenin sonu değişebileceği gibi, ateş başlatıcı ve bir bıçağa sahip olsalardı yine farklı bir son olacağını tahmin edebiliriz.
Doğada hayatı idame serimizin ilk bölümünün sonuna geldik. Bundan sonra doğada ateş yakma teknikleri, barınma, genel ekipman seçimleri, besin bulma, yön bulma vb başlıklarla konumuza detaylı olarak devam edeceğiz. Ve fakat yine o güne kadar bilginin doğada hayatta kalmaya etkisini çok güzel anlatan Anthony Hopkins ve Alec Baldwin’in baş rollerinde oynadıkları 1997 yapımı The Edge filmini izleyebilirsiniz.
Doğa ile kalın.
Gönderen: racidurak
, doğaHava Durumu1 Haftalık
Son DepremlerTümü